Emre Aydın..."Afili Yalnızın, Hareket Vakti"

Son zamanlarda herkesin dilinde bir 'Afili Yalnızlıktır gidiyor. Sadece internetten yüzbin-lerce kişinin 'indirdiği' Afili Yalnızlık şarkısının söz ve müziği Emre Aydın'a ait. Aydın'ın albümü de, en çok satanlar listesinde ikinci.

Emre Aydın'ı ö.Cadde'den bilenler bilir. 2002 senesinde 1.500 küsur finalisti geride bırakarak, 'Sing Your Song' yarışmasında birinciliği kapan bir ikili '6. Cadde.' Bu birincilikle albüm yapan ikili şirketlerinin kapanmasıyla yollarını ayırır. Ama Emre Aydın'ın yapmak istediği tek şey vardır: Müzik. Ailesi toplum bilimci, sosyolog olsun diye Emre Kongar'ın adını verse de ailesini hayal kırıklığına uğratıp müzikle yoluna devam eder. Ama eline ilk enstrümanı yani bağlamayı veren de babası olur. "Babam elime bağlamayı verip kursa gönderdi. O zamanlar ilkokuldaydım. Çok sevmiştim. Ortaokula kadar çaldım. Şimdi elime alsam çalar mıyım bilmiyorum" diyor. Bağlama, metal derken 'Afili Yalnızlık'ta bulur kendini.

Emre Aydın bestelerinin dışında şiir de yazıyor. "Yaşadığımdan emin değilim." diye başlıyor şiiri ve devam ediyor emin olduklarına ve emin olmadıklarına: "Yirmi beş yaşında bir hayal kırıklığı olduğumdan hiç şüphem yok mesela. Beceriksizliğimden, yalnızlığımdan, bu şehri sevmediğimden, düzensizliğimden, yorgunluğumdan, huysuzluğumdan, baltalarınızdan birine sap ol-mamışlığımdan hatta olamayacak olmamdan, kırgınlığımdan, birgün bana ayrılan sürenin sonuna geleceğimden her tavşan kesildiğimde dünyanın dağ olma vaziyetinden filan eminim. Örnekleri çoğaltabilirim. Örnekleri çoğaltabilece-ğimden eminim." Bu sözler aslında Emre Aydın'ın ruh halini bir hayli yansıtıyor. Ama biz onu daha da yakından tanımak istedik. Yalnızlığı çok bilinmeyenli denklem gibi edebi bir dille anlatan genç müzisyen Emre Aydınla depresif hallerden de söz ettik, şiirin inceliğinden de.

» İlk olarak 2002 yılında 'Sing Your Song Yarışmasında birincilik alan bir ikiliydi 6. Cadde. Bu yola çıkışın hikâyesi nasıl oldu? Artık müziğimizi duyurmamızın vaktidir mi dediniz?
Böyle bir yarışmaya katılmayı düşünmemiştim. İzmir'de 4-5 arkadaştık müzikle uğraşan ama çok da profesyonel değildik. Okul etkinliği falan olursa onlara katılmaya çalışıyorduk. Benim de hali hazırda yaptığım besteler vardı. Yarışmayı duyunca gidelim mi dedim besteler de var, 4-5 kişi içinde Onur Ela inandı. Onunla beraber hazırlandık, şarkılarımızı gönderdik. Aslında bizim asıl amacımız ilk 18'e kalanlara toplama albüm yapılıyordu böyle bir albümde şarkımızı olsa ne güzel olur diye düşünüp katılmıştık. Ama orada Türkiye birincisi olduk. 2003'te 6. Cadde albümü yayınlandı.

» 6. Cadde albümü çıktı siz gruptan ayrıldınız...
Tam olarak böyle değil. Albüm çıkınca ayrılma gibi bir durumum olmadı. Albüm çıktı plak şirketi kapandı biz ona rağmen devam ettik. Zaten albümün kaydına girmeden önce Onur müzik yapmayı bıraktı. O bırakınca Emre Aydın olarak yapmaya başladım. Esasında grup dağılımı gibi bir şey yok.

» Yıllar geçti ve siz 'Afili Yalnızlık' adını verdiğiniz albümle hızlı bir çıkış grafiği yakaladınız... Albüm depresif bir özellik taşıyor. Özellikle mi tercih ettiniz?
Bu albümün şarkılarının çoğunu İzmir'de yapüm. O zamanlar alt yapı olarak, esinti kaynağı ya da dinleyici olarak şöyle bir kaygım vardı, kon-sept albümü olsun istiyordum. Şarkıları yazdığım dönemde arkadaşlarımdan ayrı bir yere taşındım. Sonuçta içinde bulunduğunuz durumu yazmak her zaman daha kolay oluyor. Ben de içinde bulunduğum durumu yazdım. Albüm için ilk yazdığım şarkı da Afili Yalnızlık'tı. Evet içinde bulunduğum bir durum var, kahramanlık yapıp başka durumlar üzerine yoğunlaşmadan, kendi durumumu yazdım.

» Depresiflik nereden geliyor?
O biraz benimle ilgili bir durum. Ben daha çok o durumdayken rahat bir şeyler yazabiliyorum. Biraz da melankoliğim.

» 'Afili Yalnızlık' diyoruz ama yalnızlık ne kadar gösterişli olabilir ki?
Ben bunu yazarken sıfat olarak kullanmadım. Sokak ağzıyla diğer yalnızlıklara göre çok baskın, çok yıpratıcı bir yalnızlık var demeye çalıştım. Yalnızlık da, mecazı anlamda mevcut durumlardan daha ağırsa bayağı da gösterişli olabilir.

» 'Bir Gün sende özlersin' ilk çıkış şarkınızdı. İnternet ortamında duyulmaya başlandı ve internetten en çok indirilen şarkı oldu. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Öyle bir dönemdeyiz ki, internet kullanıcısı arttı. O taraftan farklı bir yanı var. Neden çok sevildi, bu albüm bittiğinde biz 6 ay beklemek durumunda kaldık. O 6 aylık süre zarfında 6. Cadde'yi bilenler merak etmeye başladı. Biz de elimizde böyle bir şarkı var, zaten insanları beklettik mahcubuz; çünkü duyurmuştuk tarihini, çıkamayınca da 'Belki Bir gün Özlersin'i internet ortamında duyurduk... Dinleyenlere ön bilgi vermek istedik. Bekleyen bir kitle vardı zaten.

» Yalnızlık temasını işlerken kaygı duymadınız mı? Yoksa insanların geneli yalnız beni anlarlar mı dediniz?
Yalnızlık zaten insanın doğasıyla ilgili bir şey. Aslında konsept albüm yapmak biraz tedirgin edici doğru... Siz kendi ruh halinizle yazıyorsunuz sizi dinleyen o an kendisini yalnız hissetmiyorsa o albümü dinlemez. Ama düşününce aslında herkes yalnız. O yüzden çok sevildi. Aşk acısını herkes çekiyor. Bunlara ek olarak doğru zamanda çıktı. Doğru tanıtımı yapıldı. Ama tabii ki bilimsel olarak açıklayamam... Bunu açıklamam için sosyolog falan olmam lazım. Talep edilme, ya da neden talep ediliyor biraz da toplumsal.

» Şair yönünüze gelirsek "Ölür müydün Sanki Sevsen Beni' şiirinde "yaşadığımdan emin değilim" diye başlıyorsunuz, emin olduklarınızı uzun uzun anlatıyorsunuz... İnsan nefes alıyorsa yaşadığından emin olamaz mı?
Bu şiire benzer albümde de bir şarkı var, "Dayan yalnızlığım, mutlu muyduk ki sade nefes aldık' diye gidiyor. Bir şekilde hayat devam ediyor, günler geçiyor, ama hakikaten yaşıyor muyuz?

» Nefes almak yaşamak değil diyorsunuz?
Evet acaba öyle mi diyorum. Ama kesin yargılara varmıyorum.

» Attila İlhan, Edip Cansever sevdiğiniz şairler arasın da ... Mesela Attila İlhan'ın Ağustos Çıkmazı, keza Edip Cansever'in umutvari şiirleri hep bir köşededir. Şiirlerinde aşka mecburiyeti rahatlıkla görüyoruz. Sizin bestelerde aşka mecburiyet yok. Günümüzde 'git' demek daha mı kolay?
Ağustos Çıkmazı Attila İlhan'ın çok bilinen bir şiiri. 'Ben Sana Mecburum'da... Attila İlhan sinirli olduğu zamanlarda da şiirler yazmıştır ama galiba diğer tarafı daha çok seviliyor. Ben niceliksel olarak "git" ya da "gitme" durumu eskiden daha mı fazlaydı şimdi daha mı az bilemem. Ama şu var; sanayi toplumundan sonra milli topluma geçildi. Artık çocuklar internetten başka bir şeyle ilgilenmiyorlar. Herkes biraz da bireyselleşti. Eskiye oranla da 'git' demek daha kolay herhalde. Toplumsal dejenerasyonla ilgili bir durum tabii. Eskiden aşklar daha güçlüydü..

» Başka var mı takip ettiğiniz şairler?
Küçük İskender'i gayet başarılı buluyorum. Zaten ilk olarak Orhan Veli, Melih Cevdet.. Turgut Uyar, Ece Ayhan okumaya başlamıştım. Ama bana şiiri sevdiren esasında Pia'dır.

» Neden?
Garip akımını da araştırdım ama Pia'yı dolduktan sonra şunu anladım ki bize ilkokulda okutulan şey değilmiş şiir. Şairin bayrağa seslenmesi falan değilmiş. Tamam çok değerli şairlerdi ama onların okuttuklarından ve bizim okuduğumuzdan ibaret değilmiş. İnsanlar, okulda okutulan şiirler yüzünden şu anda şiirden uzak diye düşünüyorum. Şiiri 'geyik' bir şey sanıyorlar.

» Şair de, şiir de sonradan benimsendi diyebilir miyiz?
Tabii ki. Şimdi ben bilinmeyenleri araştırıyorum. Kültür seviyesi çok yüksek olmasa da ülkenin bir yerlerinde çok güzel bir şeyler yazılıyordun

» Nâzım Hikmet okur musunuz?
Ben Nâzım Hikmet'in sesini alamadım. En takdir edeceğim şey şekli şiiri getirmiş olması. Ama onun bir sesi var insanların çok hoşlandığı, ben o sesi alamıyorum. O yüzden de biraz uzağım. Ama Nâzım Hikmet'in çok büyük bir şair olduğu zaten tartışılamaz.

» Tanıştığınız ilk enstrüman bağlamaymış...
Evet. İlkokulda ailem bağlama kursuna göndermişti. Ortaokula kadar çaldım. Şimdi elime alsam ne kadar çalarım bilmiyorum. Ortaokul döneminde kim daha metalci furyası başladı. Metal çalmaya başladım.

» Merak mıydı özenti mi?
Mesela ben ilkokulda gözlük takanlara özenir-dim. Metalde de buna benzer bir durum vardı.

» Bir şarkıda "yasal acı" cümlesi geçiyor...
Evet. O bir yakınını kaybetmek anlamında kullandım. Olağan bir acı.

» Aşkta herkes kendinden mi sorumludur?
Esasında öyle olmaması gerekiyor. Böyle olduğu için de sorunlar yaşanıyor diye düşünüyorum. Neticede tercih meselesidir. Ben öyleyim ama.

» Sizinki seçilmiş bir yalnızlık anladığım kadarıyla
Biraz seçilmeye zorlanılmış desek daha doğru.

» Yani?
Ben albümü dinlediğim zaman ağlak yorumu yapamam. Biraz da albümde sinirli bir yan vardır. O sinirli yan yalnızlığı seçmeye zorluyor. Mesela Umay Umay'da da bu vardır. Asabidir...

» Umay Umay okuyorsunuz yani?
Doğu seyahatiyle ilgili bir kitabı vardı. Okudum, çok beğenmiştim. Çok iyi yazıyor ama. Zaten şarkısı olan 'Hareket Vakti'nin de Cover'ını yaptım.

» Müziği seçtiğinizde aileniz hayal kırıklığı yaşadı mı?
Dönem dönem yaşadılar, iktisatçı Toplum bilimci olmamı istiyorlardı. Onlara hak vermek gerekiyor. Çünkü endişeleniyorlar. Sonuçta her ailenin çocuğuyla ilgili hayalleri var. Onların hayal ettikleri yoldan sapmaya başladığınızda endişelenmeye başlıyorlar. Bu çok normal. Ailem beni ilk önceleri desteklemedi ama hiçbir zamanda "sen müzik yapmayacaksın" demediler.

» Kimleri dinliyorsunuz?
Duman, Gripin, Vega... Bazen aşık Veysel'ide koyup dinliyorum. Çok keyifli oluyor. İngiliz müziği daha çok dinliyorum.

» Bu ruh halinizle insanları umutsuzluğa ittiğinizi düşünüyor musunuz?
Makaslıyorum kendimi. Neticede çocuklar da okuyor. Dikkat ediyorum ruh halimi yansıtırken. Kimsenin psikolojisini de bozmak istemem.(alıntıdır)